TBMM Başkanı Kurtulmuş, ÖNDER 20. İmam Hatip Alimleri Kongresi’nde konuştu: (1)
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, yeni anayasa çalışmasında aile yapısının güçlendirilmesi için çalışacaklarını, Türk ailesinin güçlendirilmesi ve korunması için gerekli adımları atacaklarını belirtti.
Kurtulmuş, Uşak Üniversitesi Recep Tayyip Erdoğan Kongre Merkezi’nde düzenlenen LİDER İmam Hatip Derneği’nin 20. İmam Hatip Alimleri Kongresi’nde yaptığı konuşmada, bir imam hatip öğrencisi olarak kongreye katılmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
20. İmam Hatip Kongresi’nin bugün yapılmasının değerli ve önemli olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, hem İmam Hatip meselesinin hem de yeniden varoluş mücadelesinin asla unutulmaması gerektiğini belirtti.
Türkiye’de antidemokratik birçok geçiş noktasına kendi hayatında tanık olduğunu belirten Kurtulmuş, şöyle konuştu:
“12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat ve 15 Temmuz’u hatırlayan biri olarak Türkiye’nin nitelikli geleceği için mücadelenin ne anlama geldiğini çok iyi biliyorum. İmam Hatip sorunu sadece bir okul etrafında verilen bir çaba değil. Sizin de belirttiğiniz birkaç özelliği tekrar ediyorum. herkes biliyor. Bunlardan ilki, bu topraklarda Cumhuriyet tarihinin en üst seviyeye ulaşmış ve en büyük desteğini bulan sosyal projelerden biri olan imam-hatip okulları. Toplumun farklı kesimleri yemek yemedi. ya da içki içmiş, o okulları yapmış, o okullarda öğrenci yetiştirmiş, sırtında çuvallarla çocuklara yiyecek taşıyarak buraya gelmiş, okuyan çocukların geleceğini gerçekleştirme çabası içinde olmuştur. Dolayısıyla bu çabayı ortak ve ortak bir çaba olarak hatırlamamız gerekiyor. gerçekten güçlü bir proje.İkinci temel özelliği ise Türkiye demokrasi tarihinin deyim yerindeyse paralel gidişatıyla, İmam Hatip okullarının geçmişinde, yani demokratik ortamın kısıtlandığı, zorluklar ve sıkıntıların yaşandığı dönemlerde. milletin iradesi bastırıldı, İmam-Hatip liselerinin programları değiştirildi, kapıları kilitlendi ve bu durum birçok öğrencinin kaybına yol açtı. O günleri hatırlıyoruz. Öğrenci sayısının 60 binlere düştüğü günleri hatırlıyorum. Bugün çok şükür 1,5 milyona yaklaşan öğrenci ordusuyla Türkiye milli eğitim sisteminin temel unsurlarından biri haline geldi.”
İmam Hatip Liselerinin de bir başarı öyküsü olduğunu belirten Kurtulmuş, kendilerinden önceki nesillerin yoksulluk, kıtlık, yoksulluk ve baskı altında mücadele ettiğini, sınandığını belirtti.
“Geçmişi unutmayacağız”
Türk milletinin tarihi boyunca günlük işlerle uğraşmadığına dikkat çeken Kurtulmuş, şöyle devam etti:
“Bizim için bırakın geri dönmeyi, durmak, tereddüt etmek, nerede olduğumuzu saymak hiçbir zaman mümkün olmamıştır. Aynı zamanda Sultan Alparslan Han’ın Anadolu topraklarını Müslüman milletimize açtığı günden bu yana hiçbir zaman bir geri dönüş olmamıştır. Millet olarak arkamıza yaslandığımız, rahatlık ve huzur içinde yaşadığımız gün.Bu her zaman böyle olmuştur.Bu ülkenin düşmanlarının, ülkeyi sağdan sola çekerek bu milleti boğmak istediği nice maceralar yaşadık. O yüzden diyoruz ki geçmişi asla unutmayacağız. İçinden geçtiğimiz labirentleri, karşılaştığımız zorlukları, tarihi süreçleri asla unutmayacağız. Günümüzün fırsat ve olanaklarından olabildiğince faydalanabiliyoruz ama asıl görevimiz Nitelikli olmaktır Geleceği inşa edebilmek için. Bunun için her alanda çaba göstermeli ve nitelikli bir gelecek yaratmak için çalışmalarımızı sürdürmeliyiz. Öncelikle şunu söylemeliyim ki, nitelikli bir gelecek ancak nitelikli insanların sırtından doğar. Bu nedenle temel sorunumuz her alanda başarılı, nitelikli insan yetiştirmektir. Güçlü, ilim, irfan ve irfanla donatılmış, akıllı, basiretli, vasıflı ve nitelikli, medeniyet değerleriyle donatılmış gençlerimizi yetiştirmek. “Nitelikli bir gelecekten bahsediyorsak, her alanda böylesine büyük bir altyapıyı yetiştirmek bizim için değerli.”
“Ortak ve sağlam bir ideale ihtiyaç var”
Cumhuriyetin 1. yüzyılının artık geride kaldığını vurgulayan Kurtulmuş, 29 Ekim’de yeni bir döneme gireceklerini söyledi.
Nitelikli bir gelecek konuşabilmek için öncelikle sağlam bir ideali ortak milli hedefe dönüştürmek gerektiğini belirten Kurtulmuş, şöyle konuştu:
“Dolayısıyla millet olarak tarihten aldığımız en büyük derslerden biri, önümüzde her zaman büyük hedeflerimizin olduğudur. Her zaman daha büyük hedeflerimiz, daha büyük ideallerimiz olmalı, daha ileri noktalara ulaşmak istiyoruz. bunun için ortak, sağlam bir idealin olması gerekiyor. Tıpkı bir çadırın çadırı gibi. Bizim ortak idealimiz, onun temel direği olan, kendi medeniyet değerlerimizi yeniden canlandırmak, güçlendirmek, kök salmaktır ve bu anlamda, kendi medeniyetimizin değerlerini kurumsallaştırmaktır. Bu amaçla ortak hedefler belirlemek, Türkiye Yüzyılı hedefi olarak ortaya koyduğumuz bu milli hedef etrafında milli duruşu, ortak hedeflere ilerleme noktasında hayata geçirmektir. “Dolayısıyla nitelikli bir geleceğin ilk temel kuralının sağlam, temel bir ideale sahip olmak olduğunun altını çizmek isterim. Bu anlamda çadırımızın ana direği olan orta sütun sağlam bir ideale sahip olmaktır.”
İkinci temel unsurun da bu ideali gerçekleştirecek ve gelecek nesillere aktaracak sağlam bir toplumsal yapının oluşması olduğunu anlatan Kurtulmuş, aile yapısının güçlendirilmesinin temel hedeflerden biri olduğunu söyledi.
Dünyadaki nesilleri yok etmeyi kendilerine görev sayan şer güçlerinin büyük propagandayla hedef aldıkları temel unsurlardan birinin aile yapısı olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, “Bu aile yapısını güçlendirmek için var gücümüzle çaba göstereceğiz. İnşallah önümüzdeki dönemde yapacağımız yeni anayasa çalışmalarında Türk ailesinin güçlendirilmesi ve korunması için gerekli adımları atacağız.” İnşallah başaracağız.” dedi.
“Bütün dostlarımızı kardeş sayarak yolumuza devam edeceğiz”
Sağlam bir toplumsal yapının gerçekten güçlü bir şekilde devam edebilmesi için bir diğer önemli konunun da farklılıkları ve çeşitliliği bir güç unsuru olarak kabul etmek olduğuna dikkat çeken Kurtulmuş, şöyle devam etti:
“Mezhep, mezhep, ırk, köken, sosyal sınıf gibi tüm farklılıkları bir kenara bırakarak ve bu farklılıkları bir zenginlik aracı olarak görerek, Osmanlı Devleti’nin millet sistemi üzerinden güçlendirdiği anlayışı yeniden güçlendirerek yolumuza devam edeceğiz. geçmişte de vardı. Bu ülkenin 85 milyon insanı birdir.” , birlikteyiz, kardeşlerimiz. Sadece Türkiye’deki 85 milyon değil, tüm dünyada 100 milyon dediğimiz milletimizin varlığı da bizim dostumuz, kardeşimiz, birlikte olduğumuz insanlardır. 100 bin, 100 milyon diye bahsettiğimiz soydaşlarımız, kardeşlerimiz milletimizin varlığı değil, bugün sayıları 2 civarındadır. Bir milyara yakın İslam ümmetinin tamamı dostumuzdur, kardeşimizdir, bir parçamızdır. ailemizden. Bu bağlamda Türkiye’deki farklılıkları zenginlik aracı olarak bilmek sadece bir retorik değil, önümüzdeki dönemde dünyayı bekleyen bir diğer önemli tehlikeyi de ortadan kaldırmak temel görevlerimizden biridir. Bu da ne? Bugün, ötekine tahammülü olmayan, öteki olarak tanımladığını yok etmeye çalışan, öteki olarak gördüğüne yaşam hakkı tanımayan, ırkçı, faşist, anakronik ve tamamen günümüzün ötesindeki bu karanlık anlayıştır. diğeri ise tüm dünyada yabancı düşmanlığı ve İslamofobi şeklinde kendini gösteriyor. Ne yazık ki tıpkı aileyi yok etmek isteyen bazı görüşler gibi, insanlığın dirilişi, insan dünyasında insanlığın ortak paydasını yok etmek isteyen bu faşist zihniyet ve bu ırkçı zihniyet de çağımızın en büyük virüslerinden biridir. Allah’a şükür bu Türkiye’ye sıçramayacak. “Türkiye’de buna asla izin vermeyeceğiz ve inşallah 85 milyon insanı kardeş, tüm dostlarımızı kardeş olarak görerek yolumuza devam edeceğiz.”
Kurtulmuş, sağlam bir toplumsal yapıya sahip olmanın önemli dayanaklarından birinin zayıflara, yoksullara, mağdurlara kucak açmak ve onların elinden tutmak olduğunu belirtti.
(Devam edecek)